
Simultane tercüme çok özelleşmiş bir beceri olduğu için kullanım alanlarını da az çok tahmin etmek mümkün: bir konferansta Türkiye ekonomisini çevirirsiniz ya da bir televizyon kanalında jeopolitik riskler üzerine konuşan bir uzmanın görüşlerini Türk dinleyicilere aktarırsınız. Ancak geçenlerde pek de alışık olmadığım ve hatta hiç de beklemediğim şekilde simultane tercüme yaptım.
IELTS sınavına hazırladığım öğrencimle listening çalışırken tam olarak anlamadığı bir kısmı açıklamam gerekti. Ses kaydındaki kişi farklı ve hızlı bir aksanla konuştuğu için öğrencim soruya tam cevap verecek tüm detayları yakalayamamıştı. Herhalde televizyon için VTR çevirme alışkanlığından olacak, ses kaydını başa sarıp başladım İngilizce kayıt oynarken simultane tercüme yapmaya tabi ilk anda 2 haftalık tercüme tatilinden sonra istediğim kadar akıcı çıkmadı (önce motoru biraz ısıtmakta fayda var). İkinci dinleme parçasına geçince baktım onu gayet rahat bir konuşma havasında çeviriyorum. Haliyle böyle yapınca öğrencim için dinleme parçalarını anlamak daha kolay oldu. Ardından İngilizce cümlelerin de üzerinden tek tek gidince her şey açıklık kazandı.
Normalde dil becerilerinin bütünsel olduğunu, birbirlerini tamamladığını ve bir alandaki becerinin diğer bir alana aktarılacağına inanırım. Ancak şu ana kadar öğretmenlik ve simultane çeviri gibi çok farklı gördüğüm iki işin birleşeceğini düşünmemiştim. İlginç bir tecrübe oldu. Tavsiye ederim 😀 (Gerçi şimdiden söylemiş olayım, simultane yapacak IELTS hocası bulmakta zorlanabilirsiniz)