
Ülkemizin kronik sorunlarından biri İngilizce öğrenememek. Ancak teknoloji ilerledikçe ve var olan kaynak sayısı arttıkça durum daha da ilginç bir hal alıyor. Mesela eskiden insanlar dil eğitimi kaynaklarına, kitaplarına ya da derslerine ulaşmakta çok zorluk yaşarmış. Şimdiki gibi kaynak bolluğu yokmuş. Üniversitede bir hocam anlatmıştı: Eskiden internet yokken İngilizce dinleme pratiği yapmak için sabah 6-7 gibi düşük bir frekansla radyodan yakaladıkları Amerikanın Sesi radyosunu dinlerlermiş. Nereden nereye. Şimdi her yer kaynak dolu. Hatta çoğu zaman bir öğrencinin ihtiyaç duyduğundan çok daha fazla kaynak var.
Sorun kaynak eksikliği mi?
İçinde bulunduğumuz şu dönemde internette, okulda, kitapevlerinde ücretli ve ücretsiz yüzlerce İngilizce kaynağına erişmek mümkün. Herkes internetten İngilizce gazeteleri, dergileri, dizileri, filmleri ve TV kanallarını takip edebiliyor neredeyse. Benzer şekilde İngilizce eğitimi üzerine ortalıkta tonla kaynak var. Ancak buna rağmen İngilizce öğrenilmiyor. O zaman diyebiliriz ki sorun kaynak sorunu değil. Bu işte başka bir iş var.
Neden İngilizce öğrenemiyoruz?
Dedik ya ortalık kaynak dolu ama bir türlü doğru düzgün İngilizce öğrenilmiyor. Aslında bunun çok basit bir sebebi var. Şimdi size bir örnek üzerinden anlatayım. Mesela bir hastalığınız var ve eczaneye gittiniz. Hangi ilacın size iyi geleceğini bilmiyorsunuz. O sebeple kafanıza göre üç birinden beş birinden ortaya karışık alıp kullanıyorsunuz. Böyle bir durumda iyileşmeyi bekleyebilir misiniz? Hayır. Dahası, ilaçlar birbiriyle yan etki yapıyorsa daha büyük bir hastalık bile yaşayabilirsiniz.
İngilizceye fazla tuz atmayın
Ya da diyelim ki misafirler geliyor ve siz yeni bir yemek tarifi denemek istediniz. Malum iyi bir yemek için hele de ilk defa yapıyorsanız tarifi adım adım ve doğru ölçülerle takip etmeniz lazım. Tuz yerine şeker koyarsanız ya da bir kaşık yerine beş kaşık koyarsanız o zaman o yemek yenmez. Mesela böyle bir hatayı ben İngilizcede en çok gramer öğrenmede görüyorum. Öğrencinin bir kaşık gramere ihtiyacı var ama sistem ya da kendisi 10 kaşık gramer alıyor sonra İngilizce öğrenmenin aynen çok tuz atılmış yemek gibi tadı tuzu kaçıyor. Hatta sırf bunun için İngilizcenin Şifreleri eğitiminde Gramer Bir Aldatmacadır diye ders çektim.
Neden İngilizce öğrenilmiyor?
Tekrar sorumu bu örneklerden sonra tekrar edeyim. Neden İngilizce öğrenilmiyor biliyor musunuz? Kaynak eksikliğinden değil, o kaynakların ne sırayla ve nasıl kullanılması gerektiği bilinmediği için. Çoğu öğrenci nasıl kelime çalışacağını bilmiyor, gramere ne kadar vakit ayırması gerektiğini bilmiyor, reading nasıl gelişir, listening nasıl gelişir, writing & speaking nasıl gelişir bilmiyor. Kafasına göre ilaç alıyor ama o ilaçlar ters etki yapıyor. Sonra antibiyotik direnci gibi İngilizce direnci oluşuyor. Ondan sonra da öğrenmek çok daha zor bir hal alıyor. Bu tür problemleri öğrencilerde sürekli sürekli görmekten içim sıkıldığı için bir süre önce İngilizcenin Şifreleri eğitimini hazırlamıştım. En son bir öğrencim “Hocam bu eğitimle daha önce karşılaşmamış olduğuma çok pişmanım” diyince ne kadar haklı bir adım atmış olduğumu bir kez daha görme imkanım oldu.
Ne yapmak lazım?
Bir kere eğer çalışıp da ilerleyemiyorsanız yöntemleriniz ya da yaklaşımlarınızda bir problem var demektir. Yanlış yol doğru hedefe götürmez. O sebeple İngilizce öğrenme süreçlerinizdeki hataları ortadan kaldırmanız lazım. Demin de dediğim gibi temel konulara hakim olmanız lazım. Mesela nasıl İngilizce kelime çalışacağınızı öğrenmeniz lazım. Sonra ister İngilizcenin Şifreleri eğitimiyle, isterseniz güvendiğiniz bir uzmandan rehberlik alarak İngilizce okuma, yazma, dinleme ve konuşma becerilerinizi hangi adımlarla doğru ve etkili şekilde ilerletebileceğinizi öğrenmeniz gerekli. İngilizce direncini tedavi ancak doğru ilaçla mümkün.