Nedendir bilinmez sanki ülkemizde bireylerin, gençlerin, öğrencilerin kendi başına iş yapma, sorumluluk alma, iş planlama ve yürütme yetisi bir miktar ihmal ediliyor gibi. Çoğu insan doğum sonrası ve toplumsal normlar doğrultusunda belli bir güç odağının etksinde yetiştiriliyor. Her zaman şu saatte yat, bu saatte kalk, ödevini yaptın mı, sınavına çalıştın mı diyen bir ses oluyor. Bu bazen bir anne, bazen baba, öğretmen, abi ya da abla olabiliyor ama kim olursa olsun esas olan şey, dış bir kontrol mekanizmasının varlığı. Sanki bireylere kendi sorumluluk ve planlama yetilerini geliştirmek için yeterli fırsat verilmiyor. Daha da ötesinde insanlar yaptıkları her şeyi kendileri için yaptıklarının ya da yaptıkları ya da yapmadıkları her şeyden birinci dereceden sorumlu olacaklarını fark etmiyorlar. Hal böyle olunca insan hayatını düzenleyen o dış etkenler kalkınca ve iç denetim mekanizmaları gelişmemişse bir tür kaos hasıl oluyor.
Ne bileyim belki bazen anne babası gidince okulu sallayan öğrenci çıkıyor karşımıza ya da liseden üniversiteye geçişte kazanılan yeni özgürlük ve sorumluluk ikilisini nasıl yöneteceğini tam da bilemeyen bir yeni üniversite grubu oluşuyor. ( sabahlara kadar ayakta durmak, öğleden sonralara kadar uyumak, derslere bolca devamsızlık, yarım yamalak son günlere kalmış ödevler, çok zamanın az verimle kullanılması, kendimize çok bir şeyler katmadan geçebilen bir üniversite hayatı daha neler de neler)
Tabii zamanla şüphesiz düşe kalka herkes belli şeyleri planlamayı, eylem temelli sorumluluk almayı öğreniyor ama bu olması gerekenden geç gerçekleşiyor. Hayata daha geç ve daha az hazırlıklı bir geçişle başlıyoruz gibi.
Bir garip durum bu, muhtemelen yetiştirme tarzıyla da çok ilişkisi var ve şu an gördüğüm kadarıyla reforma ihtiyaç duyan bir alan.