Dilbilim çalışıyorsanız sık sık karşınıza çıkacak ayrımlardan birisi competence ve performance ayrımı. Aslında her ne kadar dilbilim alanına atıfta bulunsam da bu ayrım hayatın pek çok alanında görülebiliyor. Performance için performans, competence için ise yetkinlik diyebiliriz. Dil bağlamında performans ve yetkinlik ayrımı şu şekilde işler: Bir kişinin dil yetkinliği her zaman dil performansından büyüktür veya en az ona eşittir. Yetkinlik bildikleriniz, performans ise bildikleriniz arasından uygulayabildiklerinizdir. Yani bu bağlamda performansı yetkinliğin alt kümesi olarak düşenebilirsiniz.
Diyelim çok geniş bir kelime dağarcığınız var, her okuduğunuz kelimeyi biliyorsunuz yani yetkinliğiniz çok yüksek ama iş eyleme yani performansa gelince o bildiğiniz kelime kümesinin ancak belli bir kısmını kullanabiliyorsunuz.
Günlük hayatta da competence vs performance yani yetkinlik ve performans farkını görmek mümkün. Mesela sürücü kursuna gidiyorsunuz. Araba sürmenin tüm teorik detaylarını öğrendiniz ama iş pratiğe gelince performansınız bambaşka olabilir. Aslında sanırım bunun en çarpıcı örneklerinden biri futbol izlerken şöyle yapsaydı, o topa öyle mi vurulur gibilerinden atıp tutan ama sahaya kendisi inince tam bir hüsrana uğratan insanlar.