Simultane tercüme doğası gereği ciddi zihinsel emek, konsantrasyon ve dil becerisi gerektiren zorlu bir iş. Zihinsel beceriler üzerinde bu kadar yük varken haliyle simultane tercümanın bu yükü azaltacak davranışlar kazanması mesleki hayatını iyileştirmek adına önem arz ediyor. Özellikle de sürekli tekrar eden kalıplaşmış ifadelerin düşünülmeden otomatik olarak çevrilmesi bu açıdan dikkate değer bir nokta. Her bir alanın kendine has dili var. Konferansların, ekonominin, sporun, politikanın sık sık tekrar eden ifadeleri var. Eğer bu alanlarda çalışıyorsanız kendi alanınızda sık sık tekrar eden ifadeleri düşünmeden çevirecek/cümle olarak söyleyecek yetkinliği kazanırsanız bu işinizi epey kolaylaştırır. Özellikle açılış ve kapanış cümleleri bu işe en iyi aday olan kısımlar. Bu ifadeler tabir-i caizse bol pratik sonucu refleks haline gelirse daha sonra işiniz ufak da olsa kolaylaşır, nefes alma fırsatınız olur.
Simultane çevirinin bir diğer refleks boyutu da davranış olarak kazanılması. İnsan doğasında bir dili dinlerken diğer dilde sesli olarak tercüme üretmek yok. Haliyle bu yapay bir davranış. Ancak tıpkı bisiklet sürmeyi öğrenmek gibi, simultane çeviriyi de bir davranış olarak sık sık bilinçli olarak yaptıktan sonra belli kısımlarının otomatikleşip refleks haline döndüğünü ve daha rahat ilerlediğinizi göreceksiniz. Çevirinizin ne kadar çok kısmını otomatikleştirebilirseniz işiniz o kadar kolaylaşır ve o kadar uzun süre çeviri yapabilirsiniz.
Simultane çevirinin refleks haline gelmesinin güzel bir yanı da tıpkı diğer beceriler gibi bir süre ara verseniz dahi tekrar iş başına döndüğünüzde bir miktar pratikten sonra eski formunuza geri dönmeniz. Nasıl bir yıl bisiklet sürmedikten sonra ilk birkaç pedalda acemilik çekiyorsanız simultane tercümede de bunu yaşarsınız ama eğer zamanında bu beceriyi yeterince içselleştirmişseniz, bir miktar pratikten sonra eski formunuzu yakalayabilirsiniz.
İlgili yazılar
Simultane çeviriyle ilgili eğitimden, iş hayatına kadar detaylı bilgiler için Simultane Çeviri Rehberi‘ne göz atın.